Derin Hanım 8 Aylık


İlk Hastalığımız ve Sonrası


Sonunda kızım hastalandı...Aslına bakarsanız biz de aşırı korumacı davranmadık. Karantina içinde yaşayan bebeklerin bağışıklık sistemleri de gelişmez mantığı ile yeteri kadar koruduğumuzu düşünüyorum. Taa ki babamız eve virus getirene kadar. O çok ağır geçirdi. Ondan da Derin'e bulaştı tabii, Derin HAnım'dan da bana. Bir dönem üçümüz de hastaydık evde... Tabi Derin ikimizden de çaresiz. İlk gece 38 dereceye çıktı ateşi... Islak havlu, üzerini soymak işe yaramayınca bir kaşık ateş düşürücü şurup verdim, sabaha karşı ateşi düştü. Ama sinüsleri dolu ve öksürük devam. Öyle de öksürüyor ki büyük adam gibi. Burnunu açamazsak hastalığı ilerler, biliyorum. O yüzden de odasındaki nemlendirici adedini ikiye çıkardık. Sürekli serum fizyolojik ile temizlemeye çalıştık, kar etmedi. Okyanus suyu denedik, o da çok işe yaramadı. Yapılması gerekenler konusunda Mira'nın Bahçesi blogundan faydalandık.
  • Odasını sürekli havalandırmaya ve nevresimlerini değiştirmeye dikkat ettik.
  • Yatak başını altına dergiler koyarak biraz kaldırdık, böylelikle sinuslerindeki doluluğu yer çekimine meydan okuyor dışarı akıtmaya çalıştık.
  • Kış başından itibaren sabahları ıhlamur içiyordu kızımız. Anneannemizin tavsiyesi ile içine elma kabuğu koyarak kaynattık. Öksürüğe iyi geliyor.
  • Başka bir öksürük önleyici de zencefil. En çok bunun faydasını gördük. Bir tatlı kaşıyı pekmeze bir tutam toz zencefil karıştırarak Derin Hanım'a verdik. (Önce kendim içtim bu arada Baktım bende işe yarıyor kızıma da verdim)
  • Bolca portakal suyu içirdik, ekşiliği alsın diye tatlı limon ya da mandalina ile karıştırdık.
  • Her gün banyo yaptırmaya devam ettik. Banyoya girmeden önce bir süre sıcak suyu açarak odanın buhar olmasıı-nı bekledik. Buhar ve banyo burnunun açılmasında çok etkili oldu.
  • Yemesi çok kötüleşmedi allahtan, yine de vitaminli yemeklere devam...
  • Anne sütüne de devam. Her ne kadar artık bir öğün olamasa da sütüm yine de bağışıklık sistemini güçlendirdiği için sık sık emzirmeye çalıştım.
Veee, ilk önce kızımız iyileşti. Çocukların çabuk toparlanma kabiliyetleri var neyseki. Zaten 38 derece ateşli iken bile hareketliliğinden bir şey kaybetmemişti kendisi. Onu öyle görünce de ben de rahatlamıştım, çok da ciddi değil durum neyseki diyerek içimden.

Sonra annesi en son da babası iyileşti. Abbe ve babada yaklaşık üç ay öksürük devam ederken, Derin Hanım'da kısa sürede geçti:)) (Bir nazar boncuğu resmi koymak istedim buraya, batıl inançtan değil inanın, ne zaman iyi bir şey söyleseniz, ertesi gün tersi oluyor, bu annelik kanunlarından biri!!!Bazen içimden bile geçirmiyorum kotuleşmesin diye:)))

Kızımız hastalanmaya devam edecek, tüm çocuklar gibi. Umarım her seferinde bu sancılı süreci kısa sürede ve en az hasarla atlatabiliriz.

Ekşi ama çok seviyorum...

6 aylık olduğumdan beri tatlı portakal suyu içiyorum.Başta biraz ekşi, yüzümü buruşturuyorum ama sonra güzel geliyor. Hem çok faydalıymış, annem öyle diyor. Biraz pişik yapıyor aslında rahatsız oluyorum ama onun da çaresi var canım. Annem hemen kremimi sürüyor, rahatlıyorum. Dün annem bana doğru yarım bir mandalina uzattı. Ben de hemen atıldım tabii. Bu portakaldan daha tatlıymış. Sulu sulu çok sevdim. Hatta bir ara o kadar heyecanlandım ki kabuğu ile birlikte ısırdım mandalinayı. Kabuğu da mideye indirdim. Ne yapalım yola girmişti bir kere.

Ara ara yüzümü buruştursam da severek yedim. Teşekkürler anneciğim. Bu arada bir teşekkür de babama. Çok güzel yetiştirmişsin babacığım, sana da çoook teşekkürler!

Sevgililer Günümüz


Kızımızın aramıza katılması ile babamızın da benim de sevgili sayımız ikiye çıktı:) Bebeğimize sevgili demek bazılarına hoş gelmeyebilir ama kelimenin özü itibarı ile ben öyle hissediyorum ve sevgili demeyi çok seviyorum. Babamız sabahtan ikimizin de sevgililer gününü kutladı ve işe gitti. Biz kızımla başbaşa kaldık. Babamıza özel bir hediye yapsak ama ne yapsak? Bu düşünceler içindeyken aklıma izlediğim bloglardan biri olan pi-nik kuşta yaptıkları kart geldi. Bu fikirden esinlenerek babamıza ilk kartımızı hazırlamak için yola koyulduk.

Önce Derin ve ben günün anlam ve önemine uygun olarak giyindik. Derin'in ben hazırlanırken çektiğim bir fotoğrafını aşağıya koyuyorum. O da o sırada kitabını okuyordu. Hazırlandıktan sonra parmak boya almak için yola çıktık. Bizim hala yanlız yola çıkmamız problem olabiliyor. Derin neredeyse 8 aylık olmasına rağmen arabadan hala hiç hoşlanmıyor. Ve yolculuklarımız krizle sonuçlanabiliyor. Neyseki gideceğimiz mesafe kısa...İkinci kırtasiye denememizde parmak boyalarımıza kavustuk. Derin eve gelene kadar kucağından bırakmadı boyaları. Öyleki kasada scannerdan geçirmek üzere aynısından bir tane daha getirdiler, onu geçirdiler:) Akşam için küçük bir de pasta aldık çıkmışken. Bebek arabasıyla dolaşırken, bir kez daha, ülkemiz kaldırımları, mağaza, apartman girişlerini, hiç de bebekliler ve engellileri düşünürek yapmadıklarını geçirdim aklımdan. Hem kırtasiye hem de pastane giriş çıkışlarında yardım istedim...

Evet artık tüm gereçlerimiz hazır. Evde kalın bir kağıdımız vardı zaten. Bunun yanına kızım için parmak boyalar, benim için de pastel boyaları koyunca her şey tamamlandı. Bir de üstüne koymak üzere kısa bir kordela ve ybiraz da yapıştırıcı. Kızımın cici kıyafetini çıkarıp, büyük bir önlüğünü taktım. Yere oturttum, önüne de kağıdı yerleştirdim. Teker teker boya kutularını açıp kızımın parmaklarını daldırdım. İlk seferde çok fazla boya aldık. Tecrübesizlik:) Neyseki yanımızda ıslak havlumuz hazırdı. Kızım başta ne yaptığımız anlayamadı. Yanındaki yastıklar ve beyaz tulumunda güzel desenler yarattı fakat üçüncü yapıştan sonra elini tamamen açıp kağıda bakıyordu, hala ben elini alıp yerleştiriyordum ama olsun:) Ben çok eğlendim, umarım kızım da eğlenmiştir. Tüm boyalarla el ve parmak izi çıkarttıktan sonra ben de üzerinde mesajımızı yazdım. Ve kordelamızı yapıştırdık. Derin'in ara ara elini sildiğim havlu da rengarenk oldu... Derin bir havluya bir karta bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Akşam kıyafetimizi tekrar giydik ve üçümüz güzel bir yemek yedik. İlk sevgililer günü yemeğimiz...Sevgiyle kalın!

İlk Motorumuz


Doktor kontrolümüzde artık yürüteç kullanabileceğimiz söyledi sevgili doktorumuz. Benim de aklıma sevgili arkadaşım Nihan'ın hediye ettiği ilk arabam oyuncağı geldi. Eve geldik ve ben bir çırpıda monte ettim "ilk arabam"ı. Derin'i de üzerine oturttum hemen. Zaten uzun süredir bir yerlere tutunup ayakları üzerinde durmaya çalışıyordu. Gittikçe de bacak kaslarının güçlendiğini farketmiştim o yuzden de fazla tereddüt etmedim...

Bence araba değil daha çok motorsiklete benziyor. Buradan da motor tutkunu olan dayısına sevgilerimizi iletiyoruz. Biner binmez ayaklarını koyacak yerleri buldu hemen canım kızım:) Ellerini de öndeki simide yapıştırdı. Ben de güzel güzel arkasından ittim. Bir ara kendi haline bırakayım dedim. Ayakları yere değmiyordu, ne yaptı peki benim cingöz kızım. Bir ayağı yere değsin diye hemen kaykılıverdi bir tarafa doğru. Ben de hemen arkasından fotoğrafını çektim. Komik kızım benim...Tabi bu durum bir iki saniyeden fazla sürmedi. Ciddi denge problemlerimiz var hala...


BEÖ: Gölge


Önce akşam denedim gölge oyunlarını. İşten geldiğimde kızımı aldım kucağıma, duvarlarımızda ışık gölgesinde, onun dikkatini çekmeye çalıştım. Elimle çocukluğumdan bildiğim hayvan şekillerini kızıma yapmaya çalıştım. İlk başta dikkatini çekti, gözlerini açıp baktı ama kısa sürdü bu bakış... Ben ellerimi oynattıkça biraz daha baktı ama fazla ilgilenmedi.

Bu pazar sabah kalktım ki hava çok güzel. Pardon kalktım ki lafı biraz yanlış oldu. Pazar sabahı 7:00'de kızım beni kaldırdı. Güneşli havayı görünce kızımla güzel bir yürüyüş yapalım dedim. Güzelce onu giydirdim sonra kendim de hazırlandım, çıktık dışarıya. Beklediğimden daha soğuktu hava ama güneş güzeldi, devam ettik yürümeye. Birden yerde gölgemi farkettim. Hemen kızıma gösterdim ve başladım, elimi kolumu oynatmaya. Çok hoşuna gitti kızımın. Hemen onun da kollarını oynatmaya başladım, ona biraz şaşırdı ama sonra alıştı. Yürüyüş boyunca da gölgemiz olduğu her yerde devam ettik bu aktiviteye... Kuş sesleri ile birlikte, hatta kuşlara da bakarak, gölgemizle oynayarak geçti yürüyüşümüz. Çok güzel bir pazar oldu bizim için!
Blog Widget by LinkWithin

Counter

Copyright 2009 AKI FAMILY. All rights reserved.
Free WPThemes presented by Leather luggage, Las Vegas Travel coded by EZwpthemes.
Bloggerized by Miss Dothy